Tarih: 04.11.2025 01:35

“Aydınlık Şehir Gazze” konferansı Siirt’te yoğun katılımla gerçekleştirildi

Facebook Twitter Linked-in

Her yıl kasım ayını “Sahabe Ayı” olarak ilan eden Peygamber Sevdalıları Vakfı, bu yılın temasını “Aydınlık Şehir Gazze” olarak işledi.

Siirt’te düzenlenen programa STK temsilcileri, medrese alimleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Özlem Ajans sanatçısı Bilal Güler’in seslendirdiği Filistin parçasıyla manevi bir atmosfer oluştu.

“Gazze, eshab-ı kehf gibi imanla dirilen gençlerin sembolü”

Peygamber Sevdalıları Vakfı Siirt Temsilcisi Sabahattin Keleş, “Kur'an-ı Kerim'de Allah-u Teala eshab-ı kehften bahseder. Biliyorsunuz Hz. İsa aleyhisselamdan sonra insanlar Allah'ı unutmaya başladılar. Ahireti unutmaya başladılar. Allah-u Teala da onların içinde iman eden birkaç genci seçti. Peki bu iman eden gençler ne oldu? Allah-u Teala onları uzun süre uyuttu, öldürdü. Sonra diriltti ve insanlara dedi ki bakın sizin şüphe ettiğiniz şey işte bu. Ve bugün ben Gazze’yi buna benzetiyorum. Maalesef ümmet bugün dünyaya daldı. Mücadeleyi unuttu. Cihadı unuttu. Allah yolunda bir şeyler feda etmeyi unuttu. Ama Allah-u Teala dedi ki, siz unuttunuz. Ey ümmet siz unuttunuz. İki milyar Müslüman siz unuttunuz. Ama bakın Gazze'deki yiğit insanlar, kahraman insanlar unutmadılar.” şeklinde konuştu

“Peygamberi doğru tanımak, onunla doğru bağ kurmaktır”

Siyer Araştırmaları Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım da konferansta yaptığı konuşmada, Peygamber Efendimizi doğru tanımanın onunla doğru bir hukuk kurmak anlamına geldiğini belirterek, “Peygamberi doğru tanımak istiyorsanız, onunla doğru bir hukuk, bir bağ kurmak istiyorsanız Allah Resulü'nün bu özelliklerini iyi kavramak durumundasınız. Ey Peygamber, muhakkak ki biz seni bir şahit, bir müjdeci, bir nezir yani uyarıcı, Allah'ın izniyle Allah'a davet eden bir davetçi ve aydınlatan bir kandil olarak gönderdik. Bu beş sıfat Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellemle sınırlı değil. Bu beş sıfat, ona inananların da sıfatları.” dedi.

“Mümin, aydınlatan kandildir”

“Şimdi bu beş sıfatta bir tanesi siracel münir yani, aydınlatan kandildir, mümin de aydınlatan kandildir.” diyen Yıldırım, “Eğer mümin bu özelliğini iyice anlarsa, girdiği toplumu, meclisi, toplantıyı aydınlatır.” ifadelerini kullandı.

“Biz israil diye bir devleti tanımıyoruz”

Yıldırım, konuşmasında Filistin gerçeğine ve siyonist rejimin işgaline dikkat çekerek, “Filistin'in kaç şehri var, bilen var mı içinizde? Filistin dediğimiz o topraklar, o toprakların içinde şu anda bir hançer gibi saplanan israil bir devlet değil biliyorsunuz. Bir terör örgütüdür, bir terör şebekesidir. Biz asla israil'i bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Sumud Filosu ile gittiğimizde gözaltına alındığımız o sorguda bize sorulduğunda, ‘Niçin izinsiz israil’e geldiniz?’ Hepimizin verdiği cevap ne oldu biliyor musunuz? ‘Biz israil’e gelmedik, biz Gazze'ye giderken siz bizi kaçırdınız.’ Sonra sordu ki bana, ‘israile ilk kez mi geliyorsun?’ Ben israile gelmedim dedim. Ben üç kez Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e geldim. Ben israil diye bir devleti tanımıyorum ki o devlete geldiğimi de ikrar edeyim ve bunu da kabul edeyim.” ifadelerini kullandı.

“Bir Müslümanın dünyasında iki devletli çözüm yoktur”

Yıldırım, “Çünkü bir Müslüman'ın dünyasında böyledir ve o topraklar bir bütün olarak Filistin'in toprakları olarak biliniyor. Belki siyasiler siyaseten iki devletli çözümü konuşur, bunu söylerler. Ama bir Müslüman'ın dünyasında iki devletli çözüm diye birşey yoktur. Bir Müslüman'ın dünyasında sadece ve sadece başkenti Kudüs olan Filistin diye bir devlet vardır. Ve o Filistin devleti, miracın yatağıdır. Orası çevresi mübarek kılınmış topraklar olarak Peygamberimizin bize emanet ettiği topraklardır. Biz böyle biliriz, böyle inanırız.” dedi.

“Nehirden denize özgür Filistin”

“Bizim en büyük sloganımız Nehirden denize özgür Filistin! Nehirden denize özgür Filistin!” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ve biz bunları konuştuğumuz zaman deriz ki Mekke bizim aklımız, Medine bizim kalbimiz, Kudüs ise bizim gözlerimizdir. Ve şu anda gözlerimize hançer saplandığı için dünyayı göremiyoruz. Kör olmuşuz. Çünkü gözlerimizde hançer var. O hançerleri çıkaracak eller lazım ki o ellerle inşallah bizler olacağız. Bu konuda da hiçbir tereddütümüz olmasın. Allah'ın izniyle Selahaddin'in torunları olarak onları çıkaracağız.”

“Gazze, Sahabenin ruhunu yeniden diriltti”

Yıldırım, “Zaten bu toplantıların, bu konuşmaların anlamı da bu. Eğer sadece biz burada Gazze'yi överek gideceksek, üzerimize sorumlulukları taşımayacaksak, sorumlulukları konuşmayacaksak bir anlamı yok.” diyerek, şöyle devam etti: “Gazze neyinden dolayı aydın bir şehirdi biliyor musunuz? İmanlı insanlarından ve o imanlı insanlarının orada verdiği mücadeleden. Başka bir şeyden dolayı değil. Topraklar değildir kutsal olan. Asıl toprağı kutsal kılan, o toprağa değer katan, imanı yaşayan insanlardır. Mücahidlerdir, muvahhidlerdir, murabıtlardır. İşte Gazze toprağı böyle bir toprak olduğu için iki buçuk milyon insanıyla son iki senedir imanın nasıl yaşanacağının örneğini ortaya koydular. Son anında bunu ortaya koyarak aslında sahabenin kitaplarda kalmadığını beyan etmiş oldu. Dolayısıyla sahabenin bu manada o ruhunu, hasbiliğini, mücadelelerini, izzetini, o konudaki vakarını, heybetini yeniden dirilttiği için Gazze ondan dolayı aydınlık şehir ve aydınlatmaya devam edecek.”

“7 Ekim, asrın izzeti ve asrın devrimidir”

Yıldırım, konuşmasının devamında 7 Ekim sürecine değinerek, “Allah bize 7 Ekim'de bir şey yaşattı, inanın ki o yaşattığı şeyi iyice anlarsak Allah'ım sana binlerce kez hamdolsun ki bizi bu olayın şahitleri kıldın diye dua edeceğiz.” dedi.

“7 Ekim ile beraber başlayan süreç nedir biliyor musunuz? Asrın izzetidir, asrın zilletidir de, asrın vahşetidir de, asrın hikmetidir de, asrın devrimidir de.” diyen Yıldırım, “O kadar bize algılarımızla oynayarak büyüttüler ki israil’i, demir kubbesi vardı onun ve aşılmazdı. İki seneyi aşkındır eğer israil sahada kazansaydı emin olun ateşkese mahkum olmazdı. Bu sözde ateşkesi israil zillet içinde olduğu için kabullendi. Çünkü sahada kaybetti, kazanamadı. Buna rağmen niçin ateşkese mahkum oldu? Çünkü Gazze'de sahada kazanamadı israil. Orada bir izzet yaşanıyor ve o izzetli müminler bütün dünya Müslümanlarına, bizlere de, izzeti kaybetmiş ve izzeti unutmuş, dünyaya dalmış, vehin hastalığına kapılmış, cihadı unutmuş, şehadeti dualarının başına koymaktan vazgeçmiş, cihat için yüreği atan, atması gereken Müslümanlara, konfor Müslümanlarına bir kez daha bu işin böyle olmayacağını söylediler. Kendi hayatlarıyla bunu ortaya koyarak söylediler.” ifadelerini kullandı.

“Zillet, ümmetin değil; israile hizmet eden yöneticilerindir”

Yıldırım, “Asrın zilletine de şahit oluyoruz. Zillet kimin için? Vallahi ümmeti Muhammed'e demeyelim, haksızlık ederiz. Ümmeti Muhammed'in başına musallat olan ama israilin çıkarları için çalışan ve İslam'ın, Müslümanların kanını emen o kene gibi omuzlarımızda ve başımızda olan bu yöneticiler. Başka bir şey değil bunlara zillet.” dedi.

Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı: “Biz kendimizi niye bunların bir zilletinin bir parçası kılalım? Asıl zillet şu anda israilin çıkarları için Sudan'ı kana bulayan Birleşik Arap Emirliklerindir. Asıl zillet Mekke'yi, Medine'yi bağrında saklamasına rağmen israilin çıkarları için konuşan hadimül harameyn değil, ğainül harameyn olan Suudi Arabistan'dır. Asıl zillet şu anda bir kesse oradaki nefes borularını israil’i boğacak olan ama bunu asla yapamayacak olan Ürdün'dür. Asıl zillet şu anda israilin çıkarları için kendi milletine bile kan kusturan Mısır'ın firavunu olan sizi içindir. Onlar için zillettir. Peygamber Sevdalıları Vakfı Siirt Temsilciliği tarafından 'Aydınlık Şehir Gazze' konulu konferans düzenlendi. Normalde her yılın kasım ayını Sahabe Ayı ilan eden vakıf bu ayki temasını Aydınlık Şehir Gazze olarak işledi.” (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —