Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul'da Gazze konulu toplantıya ev sahipliği yaptı.
Zirvede Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Katar, Pakistan, Suudi Arabistan ve Ürdün dışişleri bakanları bir araya gelerek, Gazze'deki insani tablo, ateşkesin geleceği ve bölgesel dayanışma ele alındı.
Toplantıya Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan ve Ürdün dışişleri bakanlarının yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Katar'ın temsilcileri katıldı.
Bakan Fidan, İstanbul'da Endonezya, Pakistan, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün'den bakanların katılımıyla düzenlenen Gazze konulu Bakanlar Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
New York'ta düzenlenen, ABD Başkanı Donald Trump'ın da dahil olduğu, Gazze konulu toplantının yeni bir süreç başlattığını belirten Fidan, "Akabinde Şarm El-Şeyh'te gerçekleştirilen zirvede ortaya çıkan barış umudu bütün dünyanın desteğini kazandı. Varılan anlaşma kapsamında rehine ve mahkumların takası ile insani yardımların girişi başlamış, İsrail güçleri ilk etapta belirlenen hatta geri çekilmiş ve Gazze'nin kuzeyine geri dönüşler gerçekleşmiştir" dedi.
Fidan, mutabakatın harfiyen uygulanması konusunda bazı sorunların yaşandığını vurgulayarak işgal rejiminin, ateşkesi düzenli biçimde ihlal ettiğini ve insani yardımın ihtiyaç duyulan düzeye ulaşmasına engel olduğunu kaydetti.
"Artık son derece kritik bir aşamaya ulaşmış durumdayız. Bugünkü toplantıya katılan ülkelerin ortak bir görüşü var: Gazze'deki soykırımın yeniden başlamasını istemiyoruz, ateşkesin sürmesini ve iki devletli kalıcı barışın tesisi yönünde adımlar atılmasını da sonuna kadar destekliyoruz" diyen Fidan, bu konuda Türkiye'nin üzerine düşen görevi yerine getirmeye hazır olduğunu belirtti.
Bakan Fidan, "Uluslararası toplumun da israil üzerindeki baskıyı devam ettirmesi gerekmektedir. İsrail, ateşkes ilanından bu yana 250'ye yakın Gazzeliyi öldürmüştür. Filistinlileri provoke etmeye çalışan bu saldırılara bir an önce son verilmelidir. İsrail, insani yardımlarla ulaştırılması konusunda da üzerine düşen görevi yerine getirmemektedir. Mutabakata göre, günlük 600 insani yardım kamyonunun ve 50 akaryakıt tankerinin girişine izin verilmesi gerekmekte. Ama biz bu miktarın içeriye girdiğini açıkçası görmüyoruz" açıklamasını yaptı.
İşgal rejiminin bu politikası nedeniyle insani yardımların depolarda veya kamyonlarda bekletildiğine dikkati çeken Fidan, toplantıda, ayrıca Gazze'nin yönetimi ve güvenliğine ilişkin düzenlemelerle ilgili konularında ele alındığını söyleyerek, "HAMAS, Gazze'nin iradesini Filistinlilerden oluşacak bir komiteye devretmeye hazırdır. Söz konusu düzenlemeler, Filistin halkının haklarını koruduğu ölçüde, zamana ve tahriklere dayanıklı hale gelecektir" diye belirtti.
"Bu sürecin anlaşmanın arabuluculara ve Filistin tarafıyla uzlaşı halinde yürütülmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Bugün Gazze'de yeniden toparlanma ve yeniden imar faaliyetleri hakkında da görüş alışverişinde bulunduk. Bu konuda uluslararası koordinasyonu çok önemsiyoruz." ifadesini kullanan Fidan, özellikle kış aylarının yaklaştığı dikkate alınarak, bu alanda somut adımların hızla atılması gerektiğini vurguladı.
Bakan Fidan, "Gazze'nin yeniden ayağa kalkması, aynı zamanda Filistin halkının umutlarının ve geleceğe dair inancının yeniden yeşermesi gerekmektedir. Toplantıya katılan ülkeler olarak, bu konuyu da yakından takip edeceğiz. Katılımcı ülkeler olarak, Filistinliler arası uzlaşı çabalarının da bir an önce sonuç vermesini ümit ediyoruz. Bu yönde yapılan temasları olumlu karşılıyoruz. Filistinliler arasında sağlanacak birlik, Filistin'in uluslararası toplum nezdindeki temsilini de güçlendirecektir." şeklinde belirtti.
7 ülkenin ortak sorumluluk bilinciyle bir araya geldiğinin altını çizen Fidan, "Bugün buradan birlikte açık bir mesaj veriyoruz, süreci baltalamak için temelsiz gerekçeler üretmeye, bahanelere sığınmaya gerek yoktur. Ateşkesi sabote eden barışı baltalayan hiçbir eyleme izin verilmemelidir. Filistinlilerin gösterdiği irade karşılık bulmalıdır, barışa giden süreç korunmalıdır. Bu yol sabır ve kararlılık gerektiriyor, biz bu erdemlere sahip ülkeler olarak bu yolda yürümeye devam edeceğiz." dedi.
Gazze'de Uluslararası İstikrar Gücünün oluşumuna ilişkin olarak, "Çeşitli görüşmeler, çalışmalar devam ediyor. Burada ülkelerin üzerinde önemle durduğu bir konu bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararıyla meşruiyet çerçevesi çizilen, görev tanımı yapılan bir gücün oluşturulması konusu" diye belirtti.
Fidan, bu konuda yapılan birtakım çalışmalar olduğunu aktararak "Konuştuğumuz ülkelerin ifade ettikleri şu, bu tanımın içeriğine göre, asker gönderip göndermemeye karar verecekler. Uluslararası İstikrar Gücünün görev tanımı, yetkileri ne olacak ona göre ülkeler ağırlıklı olarak karar verecekler. Gönderecek olan ülkelerin kendi prensipleriyle politikalarıyla çatışan bir görev tanımını onlar için asker göndermesinden zor olacağını düşünüyorum.
Türkiye'ye gelince, Cumhurbaşkanımız da defaatle ifade etti, biliyorsunuz, Şarm El-Şeyh'te imza atan dört liderden biriydi Cumhurbaşkanımız. Bu açıkça şunu gösteriyor, biz barış için elimizi taşın altına sokmaya hazırız. Her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Ama burada da ortaya çıkacak dokümanların, çerçevenin, açıkçası bizim de destekleyeceğimiz nitelikte olması önemli. Dolayısıyla bu konudaki diplomatik temaslarımız, çabalarımız devam ediyor" diye konuştu.
Fidan, Gazze'de barış plan kapsamında oluşturulması hedeflenen yönetime ilişkin olarak, "Hangi döküman hazırlanırsa hazırlansın, hangi girişim yapılırsa yapılsın, birincisi, Filistin meselesinin uzun yıllardır yapılmış ve kabul edilmiş tanımının değişmemesi gerekiyor. Günün sonunda 1967 sınırlarına dayalı coğrafya içerisinde Filistinlilerin bir devletinin olması ve iki devletli çözümün hayata geçmesi şu ana kadar Filistin sorununun, açıkçası uluslararası hukuk ve pratik açısından tanımlanmış şeklidir" dedi.
İşgal rejiminin bu görüşe hiçbir zaman için razı olmadığını ve olma yönünde bir tavır içinde bulunmadığını belirten Fidan, Türkiye'nin de içinde bulunduğu uluslararası toplumun kahir ekseriyetinin bu görüşü kabul ettiğini bildirdi.
Fidan, Gazze'de vuku bulan insanlığa karşı suçların sona ermesi ve bir an önce ateşkesin devamının sağlanmasının birinci öncelikleri olduğunu söyleyerek "Fakat bu umarız cari bir an olur çünkü Filistin meselesinin genel tanımının, bunu kullanarak değiştirilmesine izin vermemek gerekiyor. Dolayısıyla burada bir diplomatik ihtimama ve dikkate ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

Gazze'de yeniden yapılanmaya ve nüfusun yerine dönmesine ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Fidan, "Bunu yaparken de yeni bir vesayet düzeninin oluşmasını kimse görmek istemiyor açıkçası. Gazze'deki yeniden imarı, huzuru ve güvenliği sağlama yolunda atılan adımların, buna dönüşme ihtimaline karşı ülkelerin bu konudaki çekincelerini gündeme getirdiğini görüyoruz" diye belirtti.
Gazze'de Uluslararası İstikrar Gücünün konuşlandırılması ve görev tanımının yapılması konusunda BMGK kararının çıkması için yapılan görüşmeler hakkındaki soruyu yanıtlayan Fidan, bu konudaki çalışmaların sürdüğünü paylaştı.
Fidan, bu süreçte önce bir taslak üzerinde genel mutabakatın sağlanması, ardından da bunun daimi üyelerce veto edilmeden BMGK tarafından kabul edilmesi gerektiğini vurgulayarak Türkiye ve paydaş ülkelerin sürecin her aşamasında çalışmalarını devam ettirdiğini belirtti.
Fidan, Gazze'de yönetim anlayışının nasıl şekilleneceğine ve uluslararası toplumun bu konudaki görüşlerine ilişkin olarak, "Bu konuda esas itibarıyla bizim aramızda bir anlayış birliği var. Bu konuda gerek Filistinliler, gerek biz, hiçbir sıkıntımız yok. İsrail'in ve etkili olduğu uluslararası diğer aktörlerin başka bir görüş açısı oluyor. Diplomatik müzakere, çekişme ve zemin ilerletme de açıkçası bu iki farklı görüşün bir araya getirilmesi için şu anda oluyor." şeklinde belirtti.
Bu süreçte yazılacak metnin, kurulacak sistemin nasıl olacağı ve kimin önceliklerinin ne kadar tatmin edileceği meselesinin önem arz ettiğini söyleyen Fidan, "Bizim prensip olarak desteklediğimiz husus Filistinlilerin yönetimini Filistinliler yapmalı, Filistinlilerin güvenliğini Filistinliler sağlamalı" ifadesini kullandı.
Fidan, uluslararası toplumun, bunun en iyi şekilde hayata geçmesi için diplomatik, kurumsal ve ekonomik destek vermesi gerektiğini vurgulayarak, bu süreçte bazı ayarlamaların iyi yapılması gerektiğini, daha yaratıcı adımların arayışı içinde olduklarını kaydetti. (İLKHA)