Tarih: 10.09.2025 15:19

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Soykırımcı israilin anladığı tek şey güçtür

Facebook Twitter Linked-in

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İstanbul'da basın toplantısında medya temsilcileriyle bir araya geldi. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, 13 Eylül Cumartesi günü "Toplumsal Mutabakat Arayışı ve Yeni Anayasa" başlıklı bir çalıştay düzenleyeceklerini belirterek, "Türkiye artık bu anayasayla yoluna devam etmemeli, edemez!" ifadelerini kullandı.

12 Eylül darbesinin yıldönümünde anayasa çalıştayı düzenlenecek

Türkiye'nin gündeminde uzunca bir süredir var olan yeni anayasa konusuna da değinen Yapıcıoğlu, "Türkiye artık bu anayasayla yoluna devam etmemeli, edemez. Bir askeri darbe yaşadık. Bu askeri darbenin ürünü olan bir anayasayla 43 yıldır idare ediliyoruz. Çok farklı siyasi görüşlerden insanlar, hemen herkes bu anayasanın bir darbe anayasası olduğunu ve mutlaka değişmesi gerektiğini söylüyor. Fakat bir türlü siyaset kurumu bir araya gelerek bu anayasayı değiştiremedi. Bir süredir yeni anayasa gündemdedir. Biz de bununla ilgili farklı toplum kesimlerinden, akademisyenlerden, hukuk insanlarından, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden, fikir ve düşünce insanlarından, gazetecilerden oluşan bir toplulukla 13 Eylül Cumartesi günü 12 Eylül darbesinin yıldönümünden bir gün sonra İstanbul'da Topkapı Eresin Hotels'de bir anayasa çalıştayı düzenliyoruz. 'Toplumsal Mutabakat Arayışı ve Yeni Anayasa' ismiyle düzenlediğimiz bu çalıştayda çok değerli düşünceler paylaşılacaktır. İnşallah biz elimizden gelen bütün katkıyı bu konuda da vermeye gayret edeceğiz, devam edeceğiz." dedi.

Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı'nın ikincisi Van'da düzenlenecek

Yapıcıoğlu, Şubat 2024'te Diyarbakır'da düzenlenen "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı'ndan olumlu geri dönüşler aldıklarını belirterek, "Önümüzdeki ekim ayında bu kez Van'da bu çalıştayın ikincisini yapacağız. Yine meselelerimize çözüm arama adına ve çözüme katkı sunma adına hayırlı bir girişim olduğuna inandığımız bu çalışmamız ekim ayında Van'da gerçekleştireceğimiz çalıştayla devam edecek." ifadelerini kullandı.

"Bu apaçık bir soykırımdır"

Gazze'deki soykırımı gündemlerinin ilk sırasında tuttuklarını ifade eden Yapıcıoğlu, "Bugüne kadar yapılan saldırılarda 70 binin üzerinde şehit var. 10 bin civarında insanın kayıp olduğu, muhtemelen yıkıntıların altında olduğu tahmin ediliyor. 650 bin çocuk çok ciddi bir şekilde açlık çekiyor ve açlıktan ölmek üzere. Gazze halkı sistematik bir şekilde aç bırakma politikasıyla insanî yardımların kasıtlı ve sistematik bir şekilde engellenmesi suretiyle katlediliyor. Bu, apaçık bir soykırımdır. Bütün dünya, insanlığını kaybetmemiş herkes bunun bir soykırım olduğunu söylüyor. Fakat maalesef bazı Batı başkentlerinden, hâlâ 2 yıldır devam eden daracık bir kara parçasında, nüfusun yüzde 5'i katledilmişken, siyonist katil sürüsünün, soykırımcıların, soykırım gibi bir amacının olmadığını dile getirebiliyorlar." dedi.

"Soykırımcı israilin anladığı tek bir şey vardır: Güç"

HAMAS'ın müzakere heyetine ateşkes görüşmeleri sürerken saldırı düzenlediğini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Siyonistlerin açıklamalarına göre 10'dan fazla savaş uçağının katıldığı bir saldırı gerçekleşti. Orada da maalesef 6 şehit var. Doha'daki saldırıdan saatler önce biliyorsunuz Sumud Filosu'na Tunus karasularında bir saldırı gerçekleşmişti. O saldırının yankıları devam ederken Katar'da bu olay gerçekleşti. Ve akabinde Katar'daki olaylarla ilgili kınama mesajları yayınlanırken Sumud Filosu'na ikinci bir saldırı daha gerçekleşti. Bütün bunlar bize bir şey gösteriyor ki siyonist katil sürüsü, soykırımcılar asla kınamalarla, şiddetli kınamalarla durmayacaklar. Ne mahkemelerde açılan davalar ne Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin almış olduğu kararlar, bu katil sürüsünü durdurmaya yetmiyor. Anladıkları tek bir şey vardır: Güç!" açıklamasında bulundu.

"Siyonist rejim kuduz bir köpek misali her tarafa saldırıyor"

Siyonist rejimin kuduz köpek stratejisiyle her yere saldırdığını ifade eden Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:  "Niçin ‘kuduz köpek stratejisi' diyorlar? Bu uyguladıkları stratejinin ismini de kendileri takmışlar. Kuduz bir köpeğin etrafa saldırmak için herhangi bir bahaneye ihtiyacı yoktur. Herhangi bir şekilde tahrik edilmesine, herhangi bir şekilde saldırı tehdidi algılamasına gerek yoktur. O sadece kuduz olduğu için saldırır. Gerçekten orada kuduz bir köpek misali herhangi bir bahanenin arkasına sığınma ihtiyacı bile duymadan her tarafa saldırıyor. İşte son bir yıl içerisinde Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen, İran, Tunus, Malta ve en son Katar. Peki, burada duracak mı? Eğer durdurulmazsa asla durmaya niyetlerinin olmadığını açıkça söylüyorlar. Resmen şunu söylüyorlar: Bizim gücümüz var, elimizin yetiştiği her yerde canımızın istediğini istediğimiz zaman vururuz. Sizin de gücünüz varsa gelin bizi güçle durdurun diyorlar."

"Soykırıma ortak olmak istemeyen herkes hava sahasını bütün siyonist uçaklara kapatmalıdır"

"Bölge ülkeleri bütün stratejilerini ve hesaplarını yeniden gözden geçirmek zorundadır." diyen Yapıcıoğlu, "Eğer israili güç kullanmak suretiyle durdurmaya güçlerinin olmadığını düşünüyorlarsa yapabilecekleri şeyler neyse onları masaya yatırmak zorundadırlar. Bizim teklifimiz şudur: Bu soykırıma ortak olmak istemeyen herkes acilen hava sahasını bütün siyonist uçaklara, oradan gelen ve oraya gidecek olan bütün uçaklara kapatmalıdır. Bütün limanlarını işgal altındaki toprakların limanlarına gidecek olan bütün gemilere kapatmalıdır." şeklinde konuştu.

"israili devlet olarak tanımaktan vazgeçin"

29 Ağustos'ta Meclis'te düzenlenen "Gazze Özel Oturumu"nda yaptığı konuşmayı hatırlatan Yapıcıoğlu, "israilin devlet vasfını taşımadığını ve devlet olarak tanınmasından vazgeçilmesi" çağrısını yeniledi.

Yapıcıoğlu, "israil bir terör örgütüdür, bir devlet değildir. Bir devlet gibi davranmıyor. Madem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarını bile uygulamıyor biz de o zaman diyoruz ki: Ey bu siyonist katil sürüsünün yapmış olduğu katliamlardan dolayı huzursuz olan, buna itiraz eden, bunu kınayan ülkeler ve bu ülkelerin idarecileri, gelin, israili devlet olarak tanımaktan vazgeçin ya da en azından katliam devam ettiği müddetçe tanıma kararlarınızı askıya alın. Devlet olarak tanımaktan vazgeçince bunun doğal sonuçları olarak ticaret başta olmak üzere bütün diplomatik, askeri ilişkiler, ekonomik ilişkiler de sonlanacak ya da askıya alınmış olacaktır." şeklinde konuştu.

Yapıcıoğlu'ndan siyasi partilere çifte vatandaş siyonistlerin yargılanması için çağrı

Aralık 2023'te Meclis'e sundukları kanun teklifini de hatırlatan Yapıcıoğlu, "Soykırım suçuna iştirak etmiş olan çifte vatandaşların yargılanıp cezalandırılmasına dair kanun teklifimizin ilgili komisyonlarında görüşülmeksizin doğrudan Genel Kurul'un gündemine alınmasına karar verildi. Bir muhalefet partisi tarafından verilmiş olmasına rağmen 8 partinin desteğiyle Genel Kurul'da doğrudan görüşülmesi kabul edildi. Fakat halen Genel Kurul'da görüşülmeyi bekliyor. Meclis'te en büyük gruba sahip olan AK Parti başta olmak üzere diğer bütün siyasi partilere, başka kanun tekliflerini bizim bu teklifimizin önüne almayın ve bir an önce bunu Meclis'te görüşüp yasalaştıralım." çağrısında bulundu.

"Kürt meselesinin çözümü yönünde de kararlı ve ciddi adımlar atılmalı"

Terörsüz Türkiye Süreci ve Meclis'te kurulan komisyona dair de değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, "Silahlar mutlaka susmalı, şiddet asla bir hak arama yolu ve yöntemi değildir. Çatışmalardan herkes zarar gördü. En büyük zararı da Kürt halkı gördü. Çatışmaların mutlaka sona ermesi lazım. Silahlar susarsa bundan herkes fayda sağlar. En büyük faydayı da Kürt kardeşlerimiz görecektir. Silah bırakıma herhangi bir şartla bağlanmamalıdır. Ama şunu da söylüyoruz: PKK henüz yokken de memlekette bir Kürt meselesi vardı. PKK, bu meselenin kendisi olmadığı gibi aslında bu meselenin sonucu da değildir. PKK, Kürt meselesinin varlığını kullanarak kendine ideolojik ve siyasi bir alan açmak için bu meseleyi istismar etmiştir. Öyleyse iki meseleyi birbirinden ayırmak suretiyle mutlaka 100 yılı aşkın bir süredir var olan ve halen de kısmen var olmaya devam eden bu meselenin çözümü yönünde de kararlı ve ciddi adımlar atılmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Temel hakların tanınması herhangi bir şarta bağlanamaz"

Kürt meselesinin çözümüne dair atılacak adımların herhangi bir şarta bağlanmaması gerektiğinin altını çizen Yapıcıoğlu, şöyle konuştu: "Eğer bir mesele hak ve hukuk meselesi ise temel hakların tanınması herhangi bir şarta bağlanamaz, müzakereye konu yapılamaz, pazarlıklara konu edilemez. Silah bırakma ve Terörsüz Türkiye hedefinden ayrı olarak bizim kardeşlik hukukunun yeniden tesisi olarak isimlendirmeyi tercih ettiğimiz bir sürecin de bundan bağımsız olarak yürümesi gerektiğini söylüyoruz."

"Suriye'de korkarım ki iç savaş farklı bir boyutta uzun bir süre daha devam eder"

Türkiye'de yürütülen sürecin Suriye'deki olaylarla bağlantılı olduğu değerlendirmesinde bulunan Yapıcıoğlu, "Suriye'deki gelişmeler bu süreci etkiliyor, inşallah öyle umuyor ve diliyoruz ki olumlu sonuçlanması durumunda sürecin Suriye'ye de olumlu etkileri olacaktır. Biz, Türkiye'de yürüyen bu sürecin başarılı olması için elimizden gelen her türlü katkıyı sunacağız. Suriye'de de bir rejim vardı ve o rejim 14 yıla yakın süren bir iç savaş sonucunda yıkıldı. Şu anda Suriye'de yeni bir devlet kuruluyor. Bu devlet kurulurken oradaki gruplardan herhangi birisi tek başına ‘Bu devleti ben kuracağım ve bu devletin sahibi benim' derse korkarım ki oradaki iç çatışmalar ve iç savaş farklı bir boyutta farklı aktörler arasında uzun bir süre daha devam eder. Bizim başından beri çağrımız şudur: İçerideki herhangi bir mesele emperyalistlere havale edilmeden mutlaka iç dinamiklerle ve orada yaşayan kişiler veya gruplar arasında diyalog yoluyla çözülmelidir. Bölge ülkeleri de kendi aralarındaki sorunları yine emperyalistlere havale etmeden kendi aralarında çözmelidir." dedi.

"Yeni yazılacak anayasada hiç kimse kendisini dışlanmış hissetmemeli"

Yapıcıoğlu, yeni Suriye hükümetinin anaya hazırlıklarıyla ilgili ise "Suriye'de yeni devlet kurulurken yeni bir anayasa yazılacak. Bu anayasa yazıldığında Suriye'deki bütün birbirinden farklı olan gruplar gerek etnik manada, gerek inanç anlamında, gerek mezhep anlamında birbirinden farklı olan bütün gruplar ortak vatanda birlikte yaşama iradesini ortaya koyabilmeli. Yeni yazılacak anayasada hiç kimse kendisini dışlanmış hissetmemeli. Herkes yönetimden pay almalı. Kimsenin ne inancı, ne dili, ne varlığı, ne de o ülke içindeki siyasi ya da kültürel hakları inkâr edilmemeli, yok sayılmamalı. Barış ancak böyle gelir, huzur ancak böyle gelir." değerlendirmelerinde bulundu.

 "İşçi ve memur maaşları ciddi bir sorun olarak önümüzde durmaya devam ediyor"

İlan edilen Orta Vadeli Program hakkında değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, enflasyonun hedefinin yukarı yönlü revize edildiğine dikkat çekerek,  "Biliyorsunuz memurlara, emeklilere enflasyon hedeflerine göre belirlenen zam oranları teklif ediliyor ve bu şekilde maaşlara zam yapılması kararlaştırılıyor. Fakat enflasyon hedefleri tutmadığı için belirlenen zam oranları yetersiz kalıyor. İşte daha önce 2025 yılının ikinci yarısı için memurlara verilecek olan zam oranı yüzde 5 olarak tespit edilmişti. Şu iki ayda yani ikinci yarının ilk iki ayında temmuz ve ağustos aylarındaki enflasyon yüzde 5'i aldı götürdü. Daha sonra bunun telafi edilmesi arada geçen sürede gerçekleşen enflasyonu karşılayan memurun geçmişe dönük kayıpları telafi etmeye yetmiyor maalesef. Bu anlamda reel olarak alım gücünde ciddi bir düşüş yaşanıyor. Açlık sınırının epey altındaki emekli maaşları ve yoksulluk sınırının epey altındaki diğer işçi ve memur maaşları ciddi bir sorun olarak önümüzde durmaya devam ediyor." dedi. (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —