9213,58%-1,41
39,01% 0,14
44,23% -0,39
4132,56% -1,26
6634,28% -0,82
Finlandiya'nın güneybatısındaki Turku kentinde, Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Merz, işgalci rejimin Gazze’de son dönemde gerçekleştirdiği hava saldırılarının boyutu ve şiddeti karşısında "derin endişe duyduğunu" savundu.
Merz, "söz konusu operasyonların terörle mücadele adı altında yürütülmesinin ötesine geçtiğini ve ciddi insani sonuçlar doğurduğunu" ifade etti.
"israil ordusunun Gazze’de gerçekleştirdiği bu yoğun askeri saldırılar artık benim için anlam ifade etmiyor. Amaç ne? Sadece rehineleri kurtarmak için mi? Bu yeterli değil." diyen Merz, "Şunu söylemeliyim ki orada şu anda neler olup bittiğini artık anlamak mümkün değil. israil hükümetiyle diyaloğu yoğunlaştırmamız gerekiyor.” ifadelerini ekledi.
Orpo ise Merz'den daha fazla tepki göstererek, Gazze’deki sivillerin yaşadığı acıları “kesinlikle kabul edilemez” olarak nitelendirdi. Orpo, "Bu acıların yaşatılması, bu öldürme… Buna son verilmeli." diye vurguladı.
Merz’in bu açıklamaları, Gazze'deki işgal saldırılarını kamuoyu önünde ikinci kez eleştirdiği ikinci gün oldu. Alman yayın kuruluşu WDR’nin Pazartesi günü düzenlediği bir etkinlikte konuşan Merz, “Son günlerde giderek artan şekilde sivillere verilen zarar, artık HAMAS terörizmiyle mücadele gerekçesiyle meşrulaştırılamaz.” demişti.
Finlandiya gazetesi Helsingin Sanomat’a göre, Merz’in bu açıklamaları, Almanya’nın işgalci rejimin saldırıları konusundaki geleneksel temkinli dilinden belirgin bir sapmayı temsil ediyor.
Ancak basın toplantısında bu söylemsel değişikliğin politika düzeyine nasıl yansıyacağı sorulduğunda, Merz somut bir adım belirtmekten kaçındı. Almanya’nın işgale silah ihracatını askıya alıp almayacağı ya da işgalci yetkililere yaptırım uygulamayı düşünüp düşünmediği sorularına net cevap vermedi.
Merz, "israil ile temas hâlindeyiz." diyerek sadece Alman hükümeti içinde görüşmelerin sürdüğünü söyledi.
Merz’in açıklamalarının, işgalci rejimin Gazze’deki vahşi saldırılarına yönelik uluslararası kaygıların arttığı ve daha fazla hesap verebilirlik ile insani hassasiyet çağrılarının yükseldiği bir dönemde gelmesi dikkat çekti. (İLKHA)