9390,51%1,20
38,74% 0,39
43,40% 0,27
4146,90% 1,06
6711,63% -0,27
Millet Bahçesi önünde başlayan yürüyüş, Kernek Karagözlüler Camii bahçesine kadar devam etti. Yürüyüşe katılanlar, HAMAS lehine slogan atarak, Gazze'ye destek açıklamasında bulundular.
Sık sık tekbirlerin getirildiği yürüyüşte, soykırımın son bulması için İslam ülkelerine çağrıda bulunuldu.
Yürüyüşün ardından Kernek Karagözlüler Camii bahçesinde bir etkinlik düzenlendi. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlik, Kudüs Kardeşlik Platformu adına Eğitimci Cahit Polat'ın okuduğu basın açıklaması ile devam etti.
"Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allah'ı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar (veya öclerini alanlar) başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir." ayetini hatırlatarak basın açıklamasına başlayan Polat, Gazze'de yaşanan insani drama dikkat çekti.
"İşgalci terör şebekesi, 77 yıldır masumları katlediyor"
Polat, "Gözlerini kan bürümüş, işgal ve terör şebekesi, yıllarca işgal, kuşatma ve bombardıman altında tuttuğu Filistin'de ve Gazze'de, terörün ve teröristlerin en büyük hamisi büyük şeytan ABD ve Avrupa'nın destek ve teşvikiyle 77 yıldır, utanmadan, insanların gözü önünde, canlı yayında masum, sivilleri, çocukları, kadınları, yaşlıları, katlediyor, katliamlara imza atıyor, insanlığa karşı suç işliyor ve sözde modern dünya eli kolu bağlı bir şekilde seyrediyor. Hiçbir kural veya kutsal tanımayan, uyguladığı ambargo ve ablukalarla Filistin topraklarını Filistinliler için açık hava zindanına çeviren işgalci israil, birçoğu çocuk ve kadın, binlerce masum insanın kanını dökmeye, yuvalarını yakıp yıkmaya, arazilerini tarumar etmeye devam ediyor." dedi.
"Dünya müstekbirleri, Filistin halkının yaşam hakkını vahşi israilin insafına terk etmiş durumdadırlar"
"Dünya müstekbirleri, adeta Filistin halkının yaşam hakkını vahşi israilin insafına terk etmiş durumdadırlar." diyen Polat, "Sadece israil terör ve işgal aygıtının güvenliği bahanesi, Gazze'nin ve tüm Filistin'in bombardıman altına alınması, yakılıp yıkılması ve insanların kadın-erkek, çocuk-yaşlı demeden öldürülmesi için ABD ve avanesi tarafından yeterli görülüyor. İşgalcilerin güvenliği bahanesi, her türlü katliamın haklı bir gerekçesi olarak kabul edilmektedir. İşgalcilerin iddia ve endişeleri emperyalistler tarafından araştırılmadan doğru ve yerinde kabul edilirken, Filistinlilerin kendi topraklarında ve yurtlarında yaşam hakları çok rahat bir şekilde hiçe sayılabilmektedir. Onlara göre işgalcilerin güvenlik iddiaları, Filistinlilerin yaşama haklarından çok daha önemlidir. Filistinlilerin yaşama hakkı, sorulmadan soruşturulmadan İşgalcilerin güvenliğine feda edilebilir. Hatta yüzlerce Filistinli bir işgalcinin güvenliği için kurban edilebilir. Bu nasıl bir anlayıştır? Bu ne yaman çelişkidir? Böylesi bir anlayış acaba hangi esaslara veya referanslara dayanabilmektedir? Bu zihniyetin temelleri neler olabilir? Bu anlayış nasıl izah edilmektedir? Batının insan hakları savunucuları nerededir? Nerede insan hakları, nerede eşitlik, özgürlük, adalet, hayat hakkı? Neden işgalcilerin bu hakları var da asıl toprak ve hak sahipleri neden bu haklara sahip görülmez? Bunları anlamak mümkün değildir. Özellikle Aksa tufanından sonra yaşananlar ve masum insanlara yaşatılanlar, terör şebekesinin insani hiçbir değeri, ulusal veya uluslararası hiçbir kuralı veya anlaşmayı tanımadığını şüphe götürmez şekilde ortaya koymuştur." diye konuştu.
"Modern dünya çok yüzlü, çok standartlı, değer yoksunu ve sahtekâr bir dünyadır"
Dünyanın çifte standartına ve ikiyüzlülüğüne dikkat çeken Polat, "Ayrıca, yaşananlar açıkça göstermektedir ki, modern dünya çok yüzlü, çok standartlı, değer yoksunu ve sahtekâr bir dünyadır. Sahip olduğunu iddia ettiği hiçbir iddiasında maalesef samimi değildir. Değer yoksunu bu zihniyetin, insanlığı sahil-i selamete çıkarma imkân ve ihtimali yoktur. Çünkü bu zihniyet, hakkı değil gücü, kutsamaktadır. Bu zihniyet, bütün dünyayı zalim ve mazlum olmak üzere ikiye ayırarak, insanların kanını emerek idare etmeyi tercih etmiş durumdadır. Bunların yönetim anlayışı budur. Bu zihniyetin sahipleri adalet yerine zulmü, vefa yerine ihaneti, barış yerine savaşı ve savaş teknolojisini yüceltme yolunu tutmuşlardır. Bu zihniyetin oluşturmak istediği dünya değer merkezli değil, madde ve güç merkezli bir dünyadır. Bu dünyada haklı olan güçlü değil, güçlü olan haklıdır. Maalesef, modern batının ve doğunun oluşturmaya çalıştığı dünya bu haliyle yerli mazlumlar için yaşamaz hale getirmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Onun için mazlumlar, daha fazla zulme boyun eğmemeli ve işlenen cinayetlere seyirci kalmamalıdırlar. Zalimlerin zulmüne karşı koymak, zulme karşı omuz omuza vermek ve dayanışmak zorundayız. Birbirimizi zalimlerin insafına terk edemeyiz. Birbirimizi onların insafına bırakırsak mutlaka bir gün bize de sıra gelecektir. Zulme karşı omuz omuza vererek harekete geçersek, kısa sürede yok olmaya mahkûm olduğunu göreceğiz." ifadelerini kullandı.
"Bizler maddeyi değil, değerleri, gücü değil hakkı, hakkaniyeti, adaleti, insanlığı, yaşam hakkını kutsal bilen ve yücelten Müslümanlar olarak işgalci, haydut, terör devletinin işlediği cinayetleri işleyenleri ve onları destekleyenleri, onlara göz yumanları, onlarla normalleşmeye çağıranları ve buna teşvik edenleri en ağır şekilde lanetliyoruz." diyen Polat, daha fazla masum kanlarının dökülmesine izin verilmemesi çağrısında bulundu.
"On binlerce Gazzeli açlıktan susuzluktan ilaçsızlıktan ve soğuktan ölmektedir"
Polat, "Vicdan sahibi tüm insanlara buradan sesleniyoruz: En gelişmiş modern silahların ve uçakların bombardımanları altındaki Filistinli mazlumları, insanlıktan tamamen çıkmış olan bu vahşilerin, barbarların, sadistlerin insafına bırakmayalım. Bunlardan insaf, merhamet, vicdan, insanlık beklemeyelim. Güvezlerdeki hatta annelerinin karnındaki çocukları, hastanelerde tedavi gören hastaları, yaşlıları kendilerine tehdit olarak görenlerden, masum insanlara ilaç, yiyecek, içecek ve elbisenin ulaşmasını engelleyenlerden vicdan ve merhamet beklenemez. Evet, haftalardır modern dünyanın gözü önünde kendilerine yemek, su, ilaç ve diğer yaşam ihtiyaçları ulaşmayan on binlerce Gazzeli, açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ve soğuktan ölmektedir. On binlercesi de her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır. 21. yüzyılda insanlığın gözü önünde insani bir felaket yaşanmaktadır. Ve hiç kimse bir şey yapamamaktadır. Emperyalistlerin etrafımıza çizdikleri sınırlardan dolayı kardeşlerimize bir damla su veya bir lokma ekmeği ulaştıramamaktayız. Etrafımıza çizilen sınırlardan dolayı bizden olduklarını zannettiklerimiz, kardeşlerimizin imdadına yetişmemize engel olmaktadırlar. Bu engelleri aşmak zorundayız. Kardeşlerimize ulaşmaya, en azından açlıktan ve susuzluktan ölmelerini engellemek zorundayız. Bunun için gücümüzü birleştirip, resmi, gayri resmi tüm yollara başvurarak kardeşlerimizle aramıza örülen barikatları Allah'ın izniyle aşacağız. Zalimler, yakında nasıl bir devrimle devrileceklerini göreceklerdir." diye konuştu.
Etkinlik, yapılan duanın sona erdi. (İLKHA)