4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kapsamında İLKHA'ya açıklamalarda bulunan Bursa İş Sağlığı ve Güvenliği Derneği Başkanı Mustafa Güveloğlu, Türkiye'deki iş kazalarının büyük ölçüde kültürel altyapı eksikliğinden kaynaklandığını dile getirdi.
Güveloğlu, iş sağlığının yalnızca iş yerlerini ilgilendiren bir mesele değil, toplumsal bir yaşam kültürü haline gelmesi gereken bir anlayış olduğunu vurguladı.
"İş sağlığı bir yaşam biçimi olarak görülmeli"
"İş sağlığı, sabah uyanıp evden çıkmamızdan, akşam evimize dönene kadar hayatımızın her alanında yer almalı. Bu kültürü içselleştirmedikçe, kanunlar ne kadar detaylı olursa olsun istenilen sonuca ulaşılamaz" diyen Güveloğlu, özellikle genç nesillerde bu bilincin eğitimle erken yaşta kazandırılması gerektiğini ifade etti.
"İstatistikler vahim tabloyu ortaya koyuyor"
Türkiye'de her yıl yaklaşık 2 bin kişinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini hatırlatan Güveloğlu, bu verilerin Türkiye'yi ölümlü iş kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada ise beşinci sıraya taşıdığını belirtti. "Bu tablo, vicdanlı bir milletin kabul edebileceği bir durum değildir" diyerek, kültürel duyarlılığın eksikliğine dikkat çekti.
Kazaların en fazla görüldüğü sektörlerin başında maden, taş ocakları, metal sanayi ve inşaat geldiğini belirten Güveloğlu, tarım ve lojistik sektörlerinde de önemli oranda iş kazası yaşandığını söyledi.
"Yönetmelikler masa başında değil, sahada yazılmalı"
Türkiye'de iş sağlığı mevzuatlarının genellikle Avrupa'dan çevrilerek uygulamaya konulduğunu ifade eden Güveloğlu, bu durumun yerli ihtiyaçlara tam olarak karşılık vermediğini vurguladı. "Mevzuatların sahadaki gerçeklere göre yeniden düzenlenmesi, ilgili meslek odaları, STK'lar ve uzmanlardan görüş alınarak hazırlanması gerekiyor. Aksi halde bu yönetmelikler raflarda kalır" dedi.
"Denetimler sıkı olmalı, herkes sorumluluğunu bilmeli"
İş güvenliğinin sadece devletin değil, işverenin ve çalışanın da ortak sorumluluğu olduğunu belirten Güveloğlu, denetimlerin etkinliğinin artırılması gerektiğini söyledi. "İş güvenliği uzmanlarının yalnızca uyarı veren değil, çözüm geliştiren, yönlendiren kişiler haline gelmesi gerekiyor. Devletin denetim görevini ciddi ve sürekli bir biçimde yapması şart" diye konuştu. (İLKHA)
