HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, Ordu’da gerçekleştirilen “HAK-İŞ Kadın Komitesi Genişletilmiş Başkanlar Kurulu” toplantısına katıldı.
Arslan, çalışma hayatı ve gündemi yakından ilgilendiren Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü (KÇP) süreci başta olmak üzere açıklamalarda bulundu.
Arslan, KÇP’de verilen teklifler ile talepleri arasında uçurum olduğuna dikkat çekerek, HAK-İŞ olarak önümüzdeki haftadan itibaren, örgütlü olunan iş yerlerinde biz dizi eylem kararının uygulanacağını ifade etti.
Kamuda 600 binin üzerindeki işçiyi ilgilendiren Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü sürecinin şu ana kadar arzu ettiğimiz şekilde gerçekleşmediğini belirten Arslan, sürece dahil 300 binden fazla işçinin HAK-İŞ sendikalarının üyesi olduğunu ve çalışanların beklentilerinin çok yüksek olduğunu ifade etti.
“Ocak ayında alınacak ücretin yüzde 12’si vergiye gitti”
Arslan, ekonomik sıkıntılar ve yüksek enflasyonun işçilerin elindeki ücreti ciddi şekilde erittiğini ve büyük bir beklentiye sebebiyet verdiğini anımsatarak, “Ocak, Haziran 6 aylık dönem için hükümetimizin bize vermiş olduğu teklif yüzde 17, 6 aylık enflasyon yüzde 15.6 çıktı. Buradan bakarsanız bize 1.4'lük bir ilave vermiş oluyorlar. Aslında durum öyle de değil. Mart ayında yüzde 20 vergi dilimine girdi arkadaşlar, orada 5 puan bir kaybımız oldu. Haziran sonunda yüzde 27 dilimine girdi arkadaşlar, yüzde 7’de oradan kayıp oldu. Ocak ayında alacağımız ücretin devlet vergi olarak yüzde 12'sini aldı. Enflasyonda yüzde 15.6’sını götürdü. Yani gerçekten kamu çalışanları birinci altı ayda borçlu. Yani aldığından daha fazlasını bir kısmını devlete vergi olarak veren bir kısmını enflasyona veren bir kamu çalışanını düşünün. Toplu Sözleşmeyi Ocak'ta yapsaydık böyle olmayacaktı belki. Niye süreci uzatıyorlar? Sözleşmeyi niye bitiremiyoruz? Orada ayrı bir sorun.” dedi.
“Verilen teklifler ile taleplerimiz arasında uçurum var”
Önümüzdeki hafta yeni bir teklif geleceğinin söylendiğini ifade eden Arslan, verilen teklifler ile taleplerimiz arasında büyük bir uçurum olduğuna dikkat çekerek, grev yapılacak yerlerde grev kararı alınabileceğini, grev yasağı söz konusu olan yerler de de yüksek hakem kurulu süreci olabileceğini belirtti.
“Türkiye’nin çalışanların beklentilerini karşılayabilecek imkanları var”
Geçtiğimiz günlerde HAK-İŞ önünden Hazine ve Maliye Bakanlığı önüne gerçekleştirdikleri yürüyüş ve basın açıklamasında da ülkenin verilerine bakılarak tekliflerin daha da yükseltilebileceğini dile getirdiklerini anımsatan Arslan, “Türkiye büyüyor. Bu sene milli gelirimiz 17 bin doları geçecek. Çalışanlar olarak üretiyoruz ve ihracatımız artıyor. İstihdam tarihimizin en yüksek noktasında. İşsizlik Türkiye'de en düşük noktada ve daha da iniyor. Enflasyon göreceli olarak düşüyor. Aynı zamanda faizler artık yükselmiyor. Çalışanların taleplerini karşılayacak noktada Türkiye'nin imkanları var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugünkü bize verilen verilerine baktığımız zaman hükümet bu tekliflerini daha yükseltebilir.” dedi.
"HAK-İŞ olarak bir dizi eylem kararı aldık"
Arslan, KÇP’de taleplerinin karşılanması adına HAK-İŞ olarak bir dizi eylem kararı aldıklarına vurgu yaparak, önümüzdeki hafta kamuda örgütlü olduğumuz iş yerlerinde yemek yenilen işyerlerinde yemek yememe, mesai bitiminde işyerleri önünden ayrılmama ve siyah kurdele ile üzerinde slogan olan maskelerin takılacağı eylemlerin yapılacağını ifade etti.
Arslan, “Önümüzdeki hafta bu uygulamaları hayata geçireceğiz. İnşallah hükümetle bir yerde buluşuruz ama KÇP konusunda gerçekten sıkıntılı bir süreç var. Hükümetimizden anlayış bekliyoruz.” dedi.
Türkiye’de ilk kez özel sektör çalışanlarının kamuda çalışanların ücretlerinin üzerinde rakamlar aldığının altını çizen Arslan, "Türkiye'de özel sektördeki bazı kalifiye işçiler ücret olarak artık kamunun önüne geçmiş durumda. Çünkü bu ücretlerle özel sektörde de kalifiye işçilere yaptıramazsınız. Onun için kamuda ilk kez bu noktaya geldik biz. Özel sektörün gerisine düşen bir toplu sözleşme söz konusu. Bunu inşallah çözmeye çalışıyoruz. Bu konuda HAK-İŞ olarak çabamızı sürdüreceğiz. Ama bunun mutlaka hükümetimiz tarafından da dikkate alınması gerekiyor.” diye ekledi. (İLKHA)
