10370,71%2,46
40,28% 0,07
46,78% -0,23
4323,68% -0,19
6898,98% 0,30
BioScience dergisinde yayımlanan araştırma, bugüne kadar kaplumbağalarda kanserin son derece nadir görüldüğüne dair en güçlü kanıtları sunuyor. Bu oran, memeliler ve kuşlara kıyasla oldukça düşük.
Araştırma, Nottingham Üniversitesi Yaşam Bilimleri Fakültesi’nden doçent Ylenia Chiari ve Birmingham Üniversitesi’nden Scott Glaberman liderliğinde, ABD, Britanya ve Avrupa’daki çeşitli hayvanat bahçelerinden araştırmacıların iş birliğiyle gerçekleştirildi.
Xinhua’ya konuşan Chiari, “Odak noktamız, yaşlanma ve kanser riskinin farklı türlerde nasıl evrildiğini anlamaktı – ve kaplumbağalar bu açıdan beklentileri altüst eden bir grup olarak öne çıktı." dedi.
Araştırma ekibi, Chester Hayvanat Bahçesi de dahil olmak üzere çeşitli hayvanat bahçelerinde yaşayan yüzlerce kaplumbağanın sağlık kayıtları ve otopsi verilerini inceledi.
Chiari, “Hem büyük hem de uzun ömürlü türlerin daha fazla hücreye sahip olmaları nedeniyle kanser riskinin daha yüksek olması beklenir. Çünkü bu durum, bir şeylerin ters gitme ihtimalini artırır. Ancak kaplumbağalar bu kalıbı bozar gibi görünüyor.” diye açıkladı.
Chiari’ye göre, özellikle Galapagos ve Aldabra dev kaplumbağaları gibi ikonik türler, uzun yaşamları ve devasa boyutlarıyla biliniyor. Onlarca yıllık hayvanat bahçesi verileriyle önceki araştırmaları birleştiren bu çalışma, kaplumbağalarda kanserin olağanüstü derecede nadir olduğunu ortaya koyarak, onları sağlıklı yaşlanma ve kansere karşı direnç konusunda henüz keşfedilmemiş bir model haline getiriyor.
Chiari, bu sırların güçlü hücresel savunma sistemlerinde, hücrelere daha az stres yükleyen yavaş metabolizmalarında ve kanseri önleyici özel genlerinde yatabileceğini belirtti.
“Bir görüşe göre, yavaş metabolizmaları hücrelerinde zararlı yan ürünlerin birikmesini azaltıyor olabilir." diyen Chiari, "Bu da uzun ömürlerine katkı sağlıyor olabilir. Ancak yeni araştırmalar, bunun ötesinde nedenler de olabileceğini gösteriyor. Kaplumbağalar DNA’larına zarar gelmesini engellemede ya da sorunlu hücreleri henüz zarar vermeden ortadan kaldırmada özellikle başarılı olabilirler. Bu da düşük kanser oranlarını açıklamaya yardımcı olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Araştırma ekibi doğrudan bir kanser tedavisi bulma amacı gütmese de, Chiari, insanlardaki kanser tedavisine katkı sağlanmasının önemli bir kazanım olacağını kabul etti. Ancak bu bulguların tıbbi atılımlara dönüşmesi için insan kanseri biyolojisi konusunda uzmanlarla yakın iş birliği gerektiğini vurguladı.
Chiari, bununla ilgili, “Temel soru şu: Kaplumbağaları kanserden koruyan mekanizmalar insanlarda da var mı ya da taklit edilebilir mi? Bunu söylemek için henüz çok erken. Ancak unutmamak gerekir ki, insan biyolojisiyle ilgili en önemli buluşlarımızın çoğu; meyve sineği, zebra balığı ve nematodlar gibi model organizmalardan elde edildi. Yani, kaplumbağalar gibi hayvanların insan hastalıklarını anlamamızda bize yardımcı olabileceğine dair güçlü bir geçmiş var.” diye ekledi. (İLKHA)