9520,22%-1,71
39,42% 0,21
45,49% -0,44
4342,00% 1,36
6870,40% 0,00
Esir genç Avad Zaaqiq (22), El-Halil'in kuzeyindeki Beyt Ümmar beldesinden. Siyonist askerler tarafından işgal altındaki Batı Şeria'da, Gazze savaşının ilk günlerinde esir alınırken sol bacağından vurulan Zaaqiq, o günden bu yana ciddi bir tedavi almadan tek başına acılarla baş etmeye çalışıyor. Bacağındaki kurşun yarası enfekte olmuş durumda; şişlik, ağrı ve sakatlık hali her geçen gün daha da artıyor.
Zaaqiq'in durumu bununla da sınırlı değil. Hapishane koşullarındaki hijyen eksikliği nedeniyle "scabies" (uyuz) hastalığına yakalanan genç esir, bu hastalığın hızla diğer esirler arasında da yayıldığı korkunç şartlarda yaşam mücadelesi veriyor. Defalarca tedavi talebinde bulunulmasına rağmen Ofer Cezaevi yönetimi, sistematik bir şekilde görmezden geliyor. Hak savunucuları bu durumu, "kasıtlı olarak zarar verme niyetinin açık göstergesi" şeklinde tanımlıyor.
Ameliyatlı hasta, tedavisiz bırakıldı
Bir diğer hasta esir, Ramallah'taki El-Emari Mülteci Kampı'ndan Ahmed El-Hac Ali (35), kronik ve tehlikeli bir sindirim sistemi hastalığı olan Crohn hastalığıyla boğuşuyor. Geçirdiği bağırsak ameliyatının ardından her 6 haftada bir tedavi alması gereken El-Hac Ali, son 9 ayda yalnızca bir doz ilaç alabildi. Bu tedavi eksikliği ciddi komplikasyonlara yol açarken, iki hafta önce götürüldüğü Hadassa Hastanesi'nde kendisine yanlış ilaç verilerek alerjik bir reaksiyon geçirmesine neden olundu.
Yapılan endoskopi sonrası durumun "tıbbi bir hata" olduğu itiraf edildi ancak hiçbir sorumlu hakkında işlem yapılmadı. Bu da işgalci yönetimin esirler üzerinde uyguladığı tıbbi ihmalin tesadüfi değil, sistematik ve kasıtlı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Kayıplar artıyor, uluslararası hukuk çiğneniyor
Filistinli insan hakları kuruluşları, Zaaqiq ve El-Hac Ali'nin durumunun, onlarca esirin hayatına mal olan "kasıtlı tıbbi ihmal politikası"nın bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. Bu politika, en son şehit düşen Gazzeli esir Fares Kudeih ve kısa süre önce serbest bırakıldıktan sonra kanser nedeniyle hayatını kaybeden esir Mu'tasım Raddad'ın trajik ölümlerinde de görüldü.
Uluslararası hukuka göre işgal altındaki bölgelerde tutulan esirlere sağlık hizmeti sağlamak işgalci rejimin yükümlülüğü olmasına rağmen, bu yükümlülük açıkça ihlal ediliyor.
Acil çağrı: Esirler ölüme terk edilmemeli
Esir Medya Ofisi, başta Avad Zaaqiq ve Ahmed El-Hac Ali olmak üzere tüm hasta esirlerin hayatlarının tehdit altında olduğunu belirterek, uluslararası kurumları acilen harekete geçmeye çağırdı. Talepler arasında, bağımsız sağlık heyetlerinin cezaevlerine girmesine izin verilmesi, gerekli tedavilerin derhal sağlanması ve yavaş ölüm politikalarının durdurulması yer alıyor. (İLKHA)