Siyonist rejimin insan kalkanları: Güvenlik tesisleri sivil yerleşimlere gizleniyor

İşgalci siyonist rejim, Filistin direnişini "sivilleri kalkan yapma" suçlamasıyla hedef alırken, aynı taktiği yıllardır bizzat uyguladığı bir kez daha ortaya çıktı. İran'ın "Sadık Vaat" operasyonuyla Tel Aviv'deki kritik "Kiryah" askeri karargâhını vurması, işgalin güvenlik yapılarının sivil alanlarla iç içe olduğunu gözler önüne serdi.

Siyonist rejimin sözde savunma bakanlığı ve genelkurmay karargâhının bulunduğu Kiryah kompleksi, Tel Aviv'in kalbinde, lüks konutların, alışveriş merkezlerinin ve çocuk parklarının arasında yer alıyor. Rejim, askeri altyapısını halkın ortasına konuşlandırarak adeta kendi halkını "canlı kalkan" haline getiriyor.

Yalnızca Kiryah değil, Şabak (iç istihbarat) karargâhı da Tel Aviv'in kuzeyindeki Ramat Aviv semtinde bulunuyor. Aynı semtte Tel Aviv Üniversitesi, okullar ve çarşılar da yer alıyor.

Mossad'ın karargâhı ise Ramat Haşaron yakınlarında, konut alanlarına ve trafiğin yoğun olduğu ana yollara komşu. Kudüs'te ise işgal polisinin karargâhları Şeyh Cerrah ve Beyt Hanina gibi yoğun nüfuslu mahallelerde halkla iç içe bulunuyor. Tüm bu gerçekler, rejimin bilinçli olarak halkı askeri hedeflerin çevresine yerleştirdiğini gösteriyor.

İşgalciler, Gazze'deki her okul, hastane ya da sığınma merkezini hedef aldıklarında, Filistin direnişini "insan kalkanı kullanmakla" suçluyor. Ancak gerçekte, BM raporları ve onlarca tanıklık, saldırıya uğrayan yerlerin çoğunun sivillere ait olduğunu ve askeri faaliyetle ilgisinin olmadığını ortaya koyuyor.

Buna karşın işgal rejimi, kendi halkını kasten askeri üslerin çevresine yerleştiriyor ve bu alanları korumak için onları kalkan olarak kullanıyor. Çocukları, kadınları, sivilleri canlı zırha dönüştürüyor.

Rejim yanlısı medya, güvenlik tesislerinin sivil alanlarda bulunmasını meşrulaştırmak için "kentsel yapı", "modern şehirleşme" gibi kavramlara sığınıyor. Ancak gerçek şu: Siyonist rejim, kendi halkını, savaşın birinci cephesine itiyor.

Siyonist rejimin yıllardır Filistin direnişine yönelttiği insan kalkanı suçlamaları, kendi stratejisinin tam bir yansıması. Sivillerin güvenliğini hiçe sayarak onları askeri tesislerin çevresine yerleştiren rejim hem uluslararası hukuku çiğniyor hem de kendi halkına karşı sorumluluğunu yerine getirmiyor. (İLKHA)