10189,02%1,08
39,77% -0,14
47,05% 0,04
4282,88% 0,17
6823,45% -0,43
Hastane duvarına asılan siyah bir afiş, trajediyi özetliyor: "Size bildirmek isteriz ki elimizde mezar yeri kalmadı."
Filistinli gazeteci Sirac Tabbaş, "Güneş tepeden vuruyor, şehitlerin naaşları mezarlığın önünde yatıyor, gömecek yer yok. Bu hale nasıl geldik?" diye yazdı. Tanıklıklara göre, mezarlığın girişinde 7'den fazla naaş açıkta bekliyor. Aileleri ise perişan: "Yer arıyoruz ama bir karış toprak bile kalmadı."
Han Yunus Vakıflar Müdürü Muhammed el-Galban, durumu "çifte insani felaket" olarak tanımlayarak, siyonist rejimin sadece yaşayanları değil, ölüleri de hedef aldığını vurguladı.
Galban, Gazze'deki 60 mezarlıktan 40'ının tamamen tahrip edildiğini, bunlardan bazılarının işgalcilerin dozerleriyle yerle bir edildiğini, şehit naaşlarının mezarlarından çıkarıldığını belirtti.
Yeni yapılan tek savaş mezarlığı da birkaç ay içinde tamamen doldu. Artık şehitler hastane bahçelerine gömülüyor. Ancak bu da yeterli olmuyor. Gömülemeyen naaşlar açıkta bekliyor. Aileler dua etmekten başka bir şey yapamıyor.
Gazze’deki Hükümet Medya Ofisi, siyonist işgalcilerin şu ana dek 13 farklı mezarlıkta 2 binden fazla mezarı kazdığını, en az 300 naaşı kaçırdığını belgeledi. Bu, uluslararası hukukun ve tüm dini değerlerin açık ihlali olarak değerlendiriliyor.
Sadece Han Yunus değil, tüm Gazze bir felaketin içinde. Su yok, elektrik yok, ilaç yok… Ve şimdi mezar da yok. (İLKHA)