Tarih: 20.05.2025 13:58

Tarımda çifte tehlike: Don ve hatalı ilaçlama

Facebook Twitter Linked-in

Şubat ayında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstüne çıkmasıyla birlikte Çukurova bölgesinde erken çiçek açan meyve ağaçları risk altına girdi.

Mart ayının ilk günlerinde yaşanan şiddetli don olayı, başta limon olmak üzere narenciye bahçelerinde büyük zararlara yol açtı.

Don olayının ardından üreticiler, ürünlerindeki hasarı tespit etmeye çalışırken, tarım uzmanları da sahada incelemelerde bulundu.

Zararın boyutu netleşmeye başladıkça, çiftçiler sigorta yaptırmadıkları ürünler nedeniyle ciddi ekonomik kayıplarla karşı karşıya kaldı.

Don felaketine dikkat çeken Ziraat Mühendisi Turgut Üstün, yalnızca hava koşullarına değil, aynı zamanda üretimdeki yapısal sorunlara da işaret etti.

Üstün, hem iklim risklerine karşı sigorta sisteminin önemine hem de bilinçsiz zirai ilaç kullanımının yol açtığı tehlikelere dikkat çekti.

"Çiftçinin elindeki en önemli tedbir, ürününü sigorta yaptırmak"

Narenciye üretiminin yoğun yapıldığı bölgelerde yaşanan don felaketinin üreticiyi zor durumda bıraktığını belirten Ziraat Mühendisi Turgut Üstün, özellikle limonun bu felaketten en çok etkilenen ürün olduğunu söyledi. Üstün, “Don olayında en hassas ürünümüz limon. Limon bahçeleri çok büyük zarar gördü. Açık arazide don olayına karşı alınabilecek bir önlem yok. Seralarda ısıtma sistemi kurulabilir ama koca tarlayı ısıtamazsınız. Bu nedenle çiftçinin elindeki en önemli tedbir, ürününü sigorta yaptırmak.” ifadelerini kullandı.

“Erken çiçek açan tüm ürünler zarar gördü”

Şubat ayında çiçek açan meyve ağaçlarının mart ayında yaşanan soğuklara hazırlıksız yakalandığını dile getiren Üstün, “Yalnızca limon değil, erken çiçek açan şeftali gibi meyve ağaçları da zarar gördü. Çiftçinin zararı büyük. Kredileri silmek mümkün olmayabilir ama en azından ertelenmeli, girdi maliyetlerinin önüne geçilmeli” dedi.

Don olayları öncesinde yapılan uyarıların her zaman işe yaramadığını belirten Üstün, “Şubat ayında çiçek açan bir limon çeşidi martta don olursa, yapılabilecek hiçbir şey kalmıyor. Bu, ürünün cinsine bağlı bir durum. Bu yüzden üreticiler çeşit seçiminde çok dikkatli olmalı.” dedi.

“İlaç kullanımı denetlenmeli”

Zirai ilaçlamaya dair denetimsizliğe dikkat çeken Üstün, “Çiftçiye 10 cc atması gerektiğini söylüyoruz ama 50 cc atıyor. Bu da hem insan sağlığına zarar veriyor hem de ihracata gönderilen ürünlerin ilaç kalıntısı nedeniyle geri dönmesine sebep oluyor. İlaç her şey değildir, bitki için bir noktadan sonra zehire dönüşüyor” uyarısında bulundu.

Tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için biyolojik mücadelenin önemine vurgu yapan Üstün, “Zararlıyı zararlı böceklerle uzaklaştırmak mümkün. Ancak ilaç kullanıldığında bahçedeki faydalı böcekler de yok ediliyor. Özellikle arılar gibi polen taşıyıcı canlılar için bu çok büyük bir tehdit. Doğal dengeyi yeniden kurmak yıllar alıyor” dedi.

“İlaçlama sanayileşti, bölgemiz yüzde 75’i tüketiyor”

Türkiye genelinde ilaç kullanım oranlarına dikkat çeken Üstün, “Yedi bölgede yapılan araştırmalarda zirai ilaç tüketiminin yüzde 75’i bizim bölgemizde. Bu, kabul edilemez bir oran. İlaç kullanımı sanayileşmiş durumda ve çok ciddi bir tehdit oluşturuyor” diye konuştu.

Çiftçilerin aşırı ilaç ve gübre kullanımının bilinçsizlikten kaynaklandığını söyleyen Üstün, “Çiftçiler ziraat mühendislerine inanıyor. Onlara suç yüklemek yerine bilinçlendirmek ve doğru yönlendirmek gerekiyor. Bu noktada Tarım Bakanlığı’nın denetim ve eğitim mekanizmalarını güçlendirmesi şart” değerlendirmesinde bulundu. (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —