10949,95%-0,04
40,76% 0,11
47,70% 0,33
4395,05% 0,25
7075,44% 0,66
Mardin Artuklu Üniversitesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Semahat Alp, güvenilir olmayan beyazlatıcı kremler hakkında İLKHA’ya önemli açıklamalarda bulundu.
Dr. Alp, beyazlatıcı kremlerin özellikle leke problemi yaşayan kişilerin sıkça tercih ettiği ürünler olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Özellikle yaz aylarında leke tedavisi daha çok gündeme geliyor. Ancak en büyük yanlış da burada başlıyor. Leke tedavilerini biz dermatologlar olarak daha çok kış mevsiminde yapmayı tercih ediyoruz. Çünkü kullanılan ürünlere bağlı olarak ortaya çıkabilecek yan etkiler, kış aylarında daha az istenmeyen sonuçlar doğuruyor. Yaz aylarında ise bu riskler artıyor.”
“Beyazlatıcı kremler, içeriği bilinmeyen ürünler olabildiğinden tavsiye etmiyoruz”
Beyazlatıcı kremleri, içeriği bilinmeyen ürünler olduğundan tavsiye etmediklerini vurgulayan Alp, “İnsanlar yazın leke tedavisine daha çok ilgi gösteriyor. Kimisi daha önceden hekimin önerdiği, kimisi de çevresinden ya da arkadaşından öğrendiği kremleri alıp kullanmaya başlıyor. Beyazlatıcı kremler, içeriği bilinmeyen ürünler olabildiği için hekimler olarak bunları tavsiye etmiyoruz. Leke tedavisinde kullanılan ürünler bitkisel veya kimyasal maddelerden elde ediliyor. Ancak bunlar bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış ve belli konsantrasyonlarda hazırlanmış olmalıdır. Orijini bilinmeyen ya da tavsiye üzerine elde edilen diğer kremlerde bu maddelerin ne oranlarda olduğu bilinmediği gibi, zararlı civa veya ciddi alerjik reaksiyon yapabilecek maddeler de bulunabilir. İçerik ve konsantrasyonu bilinmeyen kozmetik ürünlerden her türlü yan etki beklenebilir.” ifadelerini kullandı.
Alp, son zamanlarda “paraben içermeyen” ancak civa ve kurşun gibi zararlı elementler içerebilen ürünlerin bulunabileceğine dikkat çekerek, “Leke açma tedavilerinde kullanılan ve masum görülen kimyasal ya da bitkisel maddeler olsa bile bunların konsantrasyonları çok önemlidir. Örneğin leke tedavisinde A veya C vitaminleri, farklı asidik maddeler, alfa hidroksi asitler, retinoik asitler, kojik asitler kullanılabiliyor. Bunlar tıbben bildiğimiz ve etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış maddelerdir. Ancak dermatologlar olarak bu ürünleri bile yaz aylarında leke tedavisinde pek tercih etmeyiz.” şeklinde ifade etti.
“Klinik olarak kullanılan ürünlerde bile yaz aylarında reaksiyonlar görülebiliyor”
Yan etkileri hakkında konuşan Alp, “Bu maddeler bile olsa yanlış kullanıldığında ya da oluşabilecek yan etkilerin yönetimi yapılamadığında, tedavi etmek istediğimiz küçük bir leke daha büyük leke problemlerine dönüşebilir. Yazın ultraviyole ışınlarının etkisiyle lekeler şiddetlenebilir, hatta daha önce leke problemi olmayan kişilerde bile uzun süre güneşe maruz kalma sonucu lekeler oluşabilir. Klinik olarak kullanılan ürünlerde bile yaz aylarında kızarıklık, kabuklanma, soyulma, alerjik kontakt dermatit gibi reaksiyonlar görülebiliyoruz. Yan etkiler sırasında ciltte kızarıklık, yanma, kaşıntı, küçük su dolu kabarcıklar ya da daha büyük içi sıvı dolu kabarcıklar ortaya çıkabilir. Uygun bakım ve tedavi yapılmazsa daha ciddi problemler gelişebilir.” dedi.
Yüzde kötü görüntüye yol açabilecek vakalara da değinen Alp, şu ifadeleri kullandı: “Güvenilir olmayan bazı kremler yüzde istenmeyen görüntülere neden olabilir. Oluşan reaksiyonun şiddetine göre bu durum değişir. Doğru zamanda ve doğru müdahale yapılmazsa daha derin, tedavisi mümkün olmayan lekeler gelişebilir. Leke tedavisi sadece kremlerle yapılmaz. Tıbbi olarak beyazlatıcı kremlere benzer şekilde cilde uygulanan peeling denilen kimyasal işlemler yaz aylarında kesinlikle yapılmamalıdır. Retinoik asit içeren bazı kremleri de yazın çok tercih etmeyiz. Lazer yöntemleriyle bile yanlış dönemde uygulama yapılırsa geri dönüşsüz derin lekeler ortaya çıkabilir. Oluşan kabarcıklar enfekte olduğunda ise derinin yapısında bozukluk yapan, ‘skar’ adı verilen kalıcı izler oluşabilir.”
“Güneşe çıkmadan en az 30 faktörlü bir güneş koruyucu krem uygun miktarda sürülmeli”
Alp, en güvenli yöntemin uzman hekime danışılması gerektiğini dile getirerek, “En güvenli yöntem için öncelikle dermatoloğa danışılmalıdır. Dermatolog doğru yönlendirmeyi yapacaktır. Polikliniğimize leke tedavisi için çok sayıda hasta başvuruyor. Öncelikle güneşten korunmalarını öneriyoruz. Yaz aylarında tedaviden ziyade leke oluşturacak her türlü faktörden korunmak en doğru yöntemdir. Bu nedenle güneşten mümkün olduğunca kaçınmak, kaçınılamıyorsa koruyucu giysiler giymek ve güneş koruyucu krem kullanmak gerekir. Güneşe çıkmadan 15-20 dakika önce, en az 30 faktörlü bir güneş koruyucu krem uygun miktarda sürülmeli, dışarıda uzun süre kalınacaksa bu uygulama 2-3 saatte bir, kişinin güneşe duyarlılığına göre daha sık tekrarlanmalıdır. Çok ciddi tıbbi tedavi gerektiren leke durumlarda ise yan etki riskleri daha düşük olan bazı ilaçlar veya kozmetik ürünler tavsiye ediyoruz. Ancak etkili bir leke tedavisi için hastaları daha çok sonbahardan itibaren kış döneminde tedaviye davet ediyoruz. Cildine değer veren bir birey, kulaktan dolma ya da tavsiye üzerine bir ürünle kendi cildini riske atmaz diye düşünüyorum.” diye belirtti. (İLKHA)