Bugün, 3 Eylül 2025 Çarşamba

İrfan BAŞARANOĞLU


DEĞİRMEN

DEĞİRMEN



İhsan, askerliğini yaptığı Kütahya’da Giresunlu Bayram ile tanışmış, zamanla onunla can ciğer dost olmuştu. İhsan evli, bir çocuk babasıydı ve köyde anne babasıyla birlikte yaşamaktaydı. İlkokulu bitirdikten sonra eğitimine devam etmemiş, babasıyla birlikte aileye ait bağ ve bahçelerde çalışarak geçimini sağlamaktaydı.
Bayram ise Giresun ve çevre illerde tanınan, usta bir değirmen taşı yapımcısıydı. Onun bu işte usta olduğunu öğrenen İhsan, kendince planlar yapmaya başladı, artık bağ bahçe işleri ile uğraşmayacak terhis olduktan sonra köyüne dönünce yanında dere akan bağlarına bir değirmen kurmayı planlamıştı. Bu fikrinden Bayram’a da söz etti. Bayram da memnuniyetle bu işe yardımcı olacağını belirtti.
O günden sonra, boş vakitlerinde yemekhanede oturup çay içerken sık sık değirmenin nasıl inşa edileceği üzerine konuşur, planlar yaparlardı. Köydeki derenin suyu her mevsim bol ve gürül gürül akıyordu. Derenin hemen yanında yer alan üzüm bağlarının bulunduğu alanın değirmen için çok uygun olduğunu düşünen İhsan, bu düşüncesini Bayram’a detaylarıyla anlatıyor, adeta onun gözünde canlandırmasını sağlıyordu.
Bayram, değirmen yapımının ne kadar masraf gerektirdiğini, hangi malzemelere ihtiyaç duyulacağını ve sürecin nasıl işleyeceğini tek tek İhsan’a anlatıyor, İhsan da söylediklerini dikkatle not alıyordu.
İhsan, Bayram’dan bir devre önce askere geldiği için ondan önce terhis olmuş ve Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı köyüne dönmüştü. Köyüne varır varmaz bu konuyu babasıyla ve eşiyle paylaştı. Babası, işin zorluklarını ve maliyetini düşündüğünde gönülsüz davransa da oğlunun azmini görünce sonunda bu fikri onayladı.
İhsan, terhis olmadan önce Bayram'la sözleşmiş, o da terhis olunca iletişim kurmaları ve köye gelerek hem değirmenin yapılacağı araziyi yerinde görmesi hem de misafiri olması konusunda anlaşmışlardı.
Birkaç ay sonra Bayram terhis olmuş, memleketi Giresun’a dönerek yeniden işinin başına geçmişti. Bu süreçte İhsan, Bayram’ı telefonla arayarak, uygun olduğu bir zamanda köye gelmesini, hazırlıklara birlikte başlamayı istedi. Heyecanlıydı hem dostunu ağırlamak hem de aylardır kafasında büyüttüğü değirmen hayalini gerçekleştirmek için sabırsızlanıyordu.
Bayram, İhsan’ın davetini aldıktan birkaç gün sonra yola çıkmış, nihayet köye gelmişti. İhsan onu ilçe merkezinde karşılayarak birlikte köye getirdi. Eski dostlar, uzun süredir görmedikleri birbirlerine sarılırken yüzlerinde hem özlem hem de heyecan vardı.
Ertesi gün, sabah erken saatlerde kalkıp değirmenin yapılacağı araziye gittiler. Bayram, çevreyi dikkatle inceledi, arazinin konumunu ve eğimini göz önünde bulundurarak değirmenin yerini belirledi. Suyun, derenin yukarısından alınarak değirmene kadar ulaştırılması gerektiğini söyledi ve güzergâhı belirledi. Bu yol boyunca kazı yapılarak bir kanal açılması şarttı. Bu iş zahmetliydi ama doğru yapıldığında değirmenin başarısını doğrudan etkileyecekti.
Ardından birlikte köyün yamacında yer alan tepelere tırmandılar. Bayram burada bulunan kayaları tek tek inceledi. Değirmen taşı yapımında kullanılabilecek uygun kayaları tespit etti. Eğer uygun taş bulamasaydı, bu taşları Giresun’dan getirmek zorunda kalacaklardı. Ancak bu da hem maliyeti artıracak hem de işleri geciktirecekti. Bu nedenle, taşların yerinde imal edilmesi en mantıklı çözümdü.
Bayram, İhsan’a yaklaşık 10-15 gün boyunca onun misafiri olacağını, bu süre içinde değirmen taşlarını burada imal edeceğini ve aynı zamanda inşaat sürecini yakından takip edeceğini söyledi. İşin ciddiyeti ortadaydı, ama iki arkadaşın gözlerinde umut ışığı parlıyordu. Artık her şey adım adım ilerliyordu.
Bayram, değirmen inşaatı için bir usta gerekeceğini, eğer civarda bu işi yapabilecek biri yoksa Giresun’dan tanıdığı bir ustayı getirtebileceğini söyledi. Ancak İhsan, köyde taş işçiliği konusunda oldukça yetenekli bir usta olduğunu belirtti. Bunun üzerine birlikte ustayı görmeye gittiler. Usta, yapılacak işi dinledikten sonra teklifi kabul etti. İhsan da projeyi en kısa sürede hazırlayıp kendisine teslim edeceğini, ardından vakit kaybetmeden işe başlanması gerektiğini söyledi.
Ertesi sabah İhsan ve Bayram ilçeye giderek bir mühendisle görüştüler. Bayram, inşaatla ilgili tüm detayları anlattı. Mühendis, anlatılanlar doğrultusunda projeyi hazırlamaya başladı. Değirmen, taş malzemeden inşa edilecekti. Kullanılacak taşlar hem derenin çevresinden hem de yakındaki tepelerden temin edilecekti. Bu sayede dışarıdan malzeme getirme zorunluluğu ortadan kalkacak, böylece inşaatın maliyeti önemli ölçüde düşecekti.
Her şey adım adım ilerliyordu. İhsan ve Bayram’ın kafasında şekillenen hayal artık kâğıda dökülmüş, hayata geçirilmeye başlamıştı.
Bayram, köyde bir gün daha kalarak asker arkadaşı İhsan’la birlikte köyü gezdi, eski anıları tazelediler. Derenin kenarında oturup küçük bir piknik yaptılar; çay içip sohbet ettiler, gelecek planlarından, geçmişten ve dostluktan konuştular. O gün hem bir vedanın habercisiydi hem de yepyeni bir başlangıcın.
Ertesi sabah Bayram, İhsan’la birlikte ilçeye indi. Mühendisin yanına uğrayarak projeyi teslim aldı. Planların son hâlini dikkatle inceledi, üzerinde herhangi bir eksik kalmadığından emin oldu. Ardından projeyi, ustaya verilmek üzere İhsan’a teslim etti. İnşaat başladıktan sonra yeniden köye gelmek üzere sözleşerek vedalaştı ve memleketi Giresun’a doğru yola çıktı.
Bayram’ın gidişiyle birlikte, değirmen hayalinin somut adımları atılmaya başlanmıştı. Artık toprak kazılacak, taşlar yontulacak ve suyun sesi değirmenin içinden de gelecek ve o ses bir gün o değirmende buğday öğütecekti...
İhsan, kiraladığı ekskavatörle değirmenin temelini kazdırmış, derenin yukarı kısmından yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki su kanalının kazımının başlanmasının heyecanını yaşıyordu. Usta da aynı anda değirmenin temel duvarlarını örmeye başlamıştı. Tüm bu işler için gereken paranın bir kısmını babasından, kalanını ise kendi birikimlerinden karşılamıştı.
Ancak her gün yeni bir harcama çıkıyordu. Bu nedenle İhsan, eşine başvurarak düğünlerinde takılan beşi bir yerde altınları istemişti. Eşi başta buna karşı çıkmış, ancak İhsan günlerce dil döküp değirmen faaliyete geçince altınları en kısa sürede yerine koyacağına söz verince, sonunda ikna olmuştu.
İnşaat hızla ilerlerken Bayram da taş yapımında kullanacağı malzemeleri yanına alarak çıkageldi. Birlikte kaba inşaatı büyük ölçüde tamamlanmış olan değirmeni gezdiler. Bayram, inşaatın son aşamaya geldiğini görünce memnun oldu. Ardından, kanaldan değirmene su taşıyacak borular ve değirmenin iç tesisatı için gerekli mekanizmanın yapımı amacıyla çeşitli ölçüler aldı. Bu ölçüleri, ilçedeki demirci ustasıyla marangoz atölyesine teslim edip gerekli açıklamaları yaptı.
Artık sıra kendi ustalığını göstermeye gelmişti. Daha önceden belirledikleri kayayı yontarak değirmen taşı haline getirmeye başladı. Yaklaşık on beş gün içinde taşlar hazırdı. Bir traktör römorkuna yükleyip değirmene taşıdılar. Birkaç gün önce ilçeden gelen marangoz, sistemin montajını tamamlamıştı. Bayram, köylülerin de yardımıyla taşları sisteme yerleştirdi. Şimdi sıra demirci ustasından gelecek borulardaydı.
İki gün sonra borular parça parça getirildi. Bu parçalar birleştirilerek kanaldan değirmenin girişine kadar uzatıldı. Artık tüm hazırlıklar tamamlanmıştı; değirmen çalışmaya hazırdı.
Bayram, suyun daha sağlıklı ve düzenli akması için kanalın betonla kaplanmasını önermişti. Ancak yeterli bütçe bulunmadığından bu iş bir sonraki yıla ertelendi.
Dereden kanala verilen su, borulardan akarak değirmenin içine dökülmeye başladı. Şırıl şırıl akan su, değirmen taşlarını yavaş yavaş döndürüyordu. Bayram, değirmenin çalışma prensibini daha önce defalarca İhsan’a anlatmıştı. Şimdi ise sıra, öğrettiklerini uygulamalı olarak göstermeye gelmişti.
Bir zamanlar birlikte askerlik yaptığı arkadaşına, hiç bilmediği bir mesleği öğretmiş; üstelik o mesleği icra edeceği iş yerini de elleriyle yapıp teslim etmiş olmanın huzuruyla vedalaşarak memleketine dönmüştü. Ayrılırken, “Açılışa davet etmeyi unutma,” demeyi de ihmal etmemişti.
İhsan, her gün değirmene gidiyor, evden getirdiği buğdaylarla alıştırmalar yapıyor, ustalaşmak için çaba gösteriyordu.
Birkaç ay sonra ekinler biçilmiş, buğdaylar harman yerlerinde başaklarından ayrılmıştı. Artık değirmene getirilip un ve bulgura dönüştürülmeye hazırdılar. Köylülerin bir kısmı eski alışkanlıklarını bırakamayıp yine ilçedeki değirmene gitmeyi tercih etti. Ancak çoğu, ilçeye gidip gelme zahmetine katlanmak istemediği için köyün kendi değirmenini kullanmayı seçti.
Değirmenin açılış günü geldiğinde, İhsan hem Bayram’ı hem de köylüleri davet etmişti. Büyük bir mutluluk içindeydi. Değirmenin yanına büyükçe bir kazan kurmuş, burada kestiği koyunun etiyle ve değirmende öğüttüğü bulgurla nefis bir pilav pişirmişti. Hazırlanan yer sofrasında, can yoldaşı Bayram, ailesi ve köylüleriyle birlikte hem eğlenmiş hem de açık havada iştahla karınlarını doyurmuşlardı.
Bu mutlu ve tatlı yorgunluğun ardından arkadaşını uğurlayan İhsan, yeniden değirmenine dönmüştü. Artık değirmenine bulgur getiren köylülerini yavaş yavaş karşılamaya başlamıştı. Her geçen gün artan bir hevesle çalışıyor, emeğinin meyvesini toplamaktan büyük bir gurur duyuyordu.
Yıllar birbiri ardına geçip giderken, İhsan’ın bir kızı olmuş oğlu da büyümüş, okula başlamıştı. İhsan, içinde ukde kalan okuyamama duygusunu oğluna yaşatmamakta kararlıydı. Oğlunun üniversiteye kadar okumasını sağlamış, o da mezun olduktan sonra şehirde bir iş bulmuş, oraya yerleşip evlenmişti. Artık köye yalnızca izinli olduğu zamanlarda, o da birkaç günlüğüne geliyordu.
İhsan ise yavaş yavaş yaşlanıyor, bedeni yorulmaya başlıyordu. Değirmenin işlerini sürdürecek bir yardımcı ya da işi devredeceği birini aramış, fakat bulamamıştı. Bu sebepten bu işi yapmasını damadına teklif etmiş oda düşüneceğini söyleyerek bir süre beklemesini söylemişti.
Bu yıllar içinde köye elektrik gelmiş, geceleri sokaklar ve evler ışıl ışıl olmuştu. Ama İhsan bilmiyordu ki, bu ışıltı, yıllarını verdiği değirmenin içini karanlığa boğacaktı. Köydeki varlıklı bir köylü, elektriğin gelişiyle birlikte bir hızar atölyesi kurmuş, yanına da modern bir değirmen yaptırmıştı. Zamanla İhsan’ın değirmenine gelen köylüler azalmış, derken bir gün gelmiş, artık kimse uğramaz olmuştu.
İhsan da altmış yaşını geçmiş, altmış beşine merdiven dayamıştı. Anne ve babasını da geçtiğimiz yıllarda peş peşe toprağa vermişti. Şimdi, eşiyle birlikte evlerinde baş başa bir hayat sürüyordu.
İhsan bir gün eşini de yanına alarak değirmene gitmişti. Değirmene su taşıyan ve yıllar yılı yapmayı ertelediği kanalı bir türlü betonla kaplatamamıştı. Kanal, artık içinde su akmayan, taş, toprak ve otlarla dolmuş, kupkuru bir hal almıştı. Borular, yıllara direnememiş; paslanmış, yer yer delinmişti. Pencereler kırılmış, sağlam kalanlar da yıllarca öğütülen buğdayların tozuyla ve örümcek ağları ile kaplanmış, değirmenin içi görünmez olmuştu.
Değirmenin çift kanatlı kapısında paslı bir asma kilit duruyordu; artık açılmaz haldeydi. İçeride ne şırıl şırıl akan bir su sesi vardı ne de Bayram’ın günlerce uğraşarak yonttuğu taşların birbirine sürtünme sesi…
İhsan, yıllar önce büyük emek ve hayallerle kurduğu değirmenin bugünkü haline çok üzülüyordu. Değirmeni yeniden hayata döndürmenin yollarını arıyor, çeşitli çareler üzerinde düşünüyordu. Bir gün televizyonda, bir işletmenin değirmen benzeri bir tesisle kendi elektriğini ürettiğini anlatan bir haber izledi. Bu haber ona ilham verdi; yeniden umutlandı, tıpkı değirmeni ilk kurduğu günlerdeki gibi hayaller kurmaya başladı.
Bu fikrini damadına ve meslek lisesinde okuyan torununa açtı. Değirmeni küçük bir hidroelektrik santraline dönüştürmeyi, buradan elde edecekleri elektrikle değirmeni çalıştırmayı önerdi. Torunu bu fikre sıcak baktı, babasını da ikna etti. İhsan’ın maddi desteğiyle projeyi hayata geçirdiler.
Gerekli kurumlardan izinler alındıktan sonra değirmen baştan sona elden geçirildi. Su kanalı temizlenip genişletildi, kapalı kanal sistemine geçilerek borular yenilendi. Elektrik üretimi için dinamolar yerleştirildi ve elektrikle çalışan modern bir değirmen kuruldu.
Bir yıl içinde torunu mezun oldu. Artık hem elektrik işlerinden sorumluydu hem de babasına değirmende yardımcı oluyordu. Kendi elektriklerini ürettikleri için hizmet daha uygun fiyata sunuluyor, bu da köylülerin ilgisini artırıyordu. Değirmen gün geçtikçe daha çok köylüye hizmet vermeye başladı, eski günlerine geri dönüyordu.
Değirmenin çalışmadığı zamanlarda üretilen elektrik köyün şebekesine verilerek ek gelir de sağlanıyordu. Torunu artık işin başına tamamen geçmişti; İhsan’ın hayali yeniden hayat bulmuştu.

 

Fatih Karagümrük - Bandırmaspor maç sonucu: 3-1 | Karagümrük, yeniden Süper Lig'de

Vincenzo Montella, ABD ve Meksika maçlarının aday kadrosunu değerlendirdi

Chelsea Konferans Ligi kupasını kazanarak tarihe geçti

Fenerbahçe Beko'nun Euroleague finalindeki rakibi belli oldu

Süper Lig'de 2024/2025 sezonunun şampiyon Galatasaray

63. TÜRKİYE KUPASI GALATASARAY'IN! Trabzonspor - Galatasaray maçı sonucu: 0-3

Son dakika.. Ampute Futbol 1. Ligi'ni lider tamamlayan Malatya Büyükşehir Belediyespor Ampute Futbol Takımı, Süper Lig'e yükseldi.

U19 Elit B Ligi ve U17 Elit A Ligi Şampiyonu Bursaspor Kupalarını Aldı

Fenerbahçe yenildi, Galatasaray hesap yapmaya başlandı

Milli Boksör Hatice Akbaş, Kick-Boks Sporcularıyla Buluştu

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 4 4 0 0 12 12
2.Trabzonspor 4 3 0 1 3 10
3.Göztepe 4 2 0 2 5 8
4.Konyaspor 3 2 0 1 6 7
5.Fenerbahçe 3 2 0 1 4 7
6.Samsunspor 3 2 0 1 2 7
7.Antalyaspor 4 2 2 0 0 6
8.Gazişehir Gaziantep 4 2 2 0 -4 6
9.Alanyaspor 3 1 1 1 1 4
10.Eyüpspor 4 1 2 1 -3 4
11.Beşiktaş 2 1 1 0 -1 3
12.Fatih Karagümrük 3 1 2 0 -4 3
13.İstanbul Başakşehir 2 0 0 2 0 2
14.Kayserispor 3 0 1 2 -4 2
15.Kocaelispor 4 0 3 1 -4 1
16.Rizespor 3 0 2 1 -5 1
17.Kasımpaşa 3 0 3 0 -3 0
18.Gençlerbirliği 4 0 4 0 -5 0