Bircan ÖZÇİFTÇİ

Tarih: 15.05.2025 11:04

Doğunun Sınırlarında Bir Kadın Olmak: Mücadele, Direnç ve Umut

Facebook Twitter Linked-in

Doğuda kadın olmak, erken yaşta büyümek zorunda kalmak demektir Ev işlerinin, çocuk bakımının, hatta tarla işlerinin yükü minicik omuzlara binebilir. Eğitim hayalleri yarım kalanlar, kendi potansiyelini keşfetme fırsatı elinden alınabilir. Özellikle toplumsal baskılar, geleneklerin katı duvarları arasında sıkışıp kalmak, kendi sesini duyurmakta zorlanmak, doğulu kadının karşılaştığı acı gerçeklerden bazılarıdır.
Törelerin karanlık gölgesi hala birçok kadının hayatını karartmaya devam ediyor. Erken yaşta zorla evlilikler, kadına yönelik şiddetin farklı biçimleri, miras paylaşımında kadınların yok sayılması,adaletsizlikler.. Bunlar sadece istatistiklerde kalan soğuk rakamlar değil, canı yanan, hayalleri çalınan kadınların gerçek hikayeleridir. Kendi kaderini tayin etme hakkının elinden alınması, birey olarak varlığının yok sayılması, doğulu kadının en büyük mücadele alanlarından biridir.
Ekonomik bağımsızlığın zorluğu da doğulu kadınların karşılaştığı önemli bir engeldir. Çalışma hayatına katılım oranlarının düşüklüğü, kendi ayakları üzerinde durma mücadelesini zorlaştırır. Erkeğe bağımlı yaşamak zorunda kalmak, karar mekanizmalarında söz sahibi olamamak, toplumsal hayatta aktif rol alamamak gibi sonuçlar doğurur. Oysa güçlü bir ekonomi, kadının toplumsal konumunu güçlendirmenin en önemli adımlarından biridir.
Ancak tüm bu zorluklara rağmen, bazı kadınlar asla pes etmez. Kendi ayakları üzerinde duran, çocuklarına hem annelik hem babalık yapan çok kadın var. Bu kadınlar hem kendi gibi mücadele eden diğer kadınlarla dayanışma içinde olur, hem de sesini yükseltmekten çekinmez. Eğitim için mücadele eder, iş hayatında var olmak için çabalar, çocuklarına daha iyi bir gelecek sunmak için her türlü zorluğa göğüs gerer.
Son yıllarda yaşanan olumlu gelişmeler, doğulu kadının mücadelesinin meyvelerini vermeye başladığını gösteriyor. Eğitim seviyesinin yükselmesi, farkındalık projeleri, sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları sayesinde kadınlar daha bilinçli hale geliyor, haklarını daha iyi savunabiliyor. Kendi hikayelerini yazan, topluma ilham veren nice güçlü kadın ortaya çıkıyor.
Doğuda kadın olmak hala zorlu bir sınav olsa da, bu coğrafyanın güçlü ve dirençli kadınları, umutlarını asla kaybetmiyor. Kendi kaderlerini ellerine almak, eşit ve adil bir yaşam kurmak için verdikleri mücadele, diğer kadınlara da örnek oluyor. Unutmamalıyız ki, doğunun incisi olan bu kadınların güçlenmesi, sadece kendi hayatlarını değil, tüm toplumu daha ileriye taşıyacaktır. Onlara destek olmak, eğitim imkanları sunmak, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına yardımcı olmak hepimizin sorumluluğudur. Çünkü güneşin ilk doğduğu bu topraklarda, kadınların aydınlığı tüm karanlıkları dağıtacak güçtedir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —